SOYUTTAN SOMUTA…
    19.Milli Eğitim Şurası bitti ama alınan veya alınamayan kararların tartışması hız kesmeyecek gibi. Kimi beğenildi kimi çok tartışıldı. Farklı farklı bakış açıları üzerinden olumlu olumsuz algılar oluşturuldu. Bu tavsiye kararları kabul edilir ya da edilmez ama nedenleri, sonuçları, eğitime olumlu olumsuz katkıları zamanla ortaya çıkar.
     Okul öncesi eğitimde ‘’Değerler Eğitimi’’ kapsamında, ilkokul 1. 2. ve 3.sınıflarda da din eğitimi verilmesi kararı önemlidir. Bu karar çok tepkilerle karşılandı. Sendikalar, akademisyenler, toplumun birçok kesiminden eleştiriler yapıldı. Karşı çıkanlar kadar, gerekliliğini savunanların sayısı da az değil. Karşı çıkanlar ‘’küçük yaştaki çocuklara soyut kavramları öğretmek zor ve sakıncalıdır ‘’ diye karşı durmaktadırlar. Evet zordur. Ama sakıncalı değildir. Bu kararla, din dersi değil din kültürü eğitiminin temelleri atılacaktır. Çocuk görmediğini algılamakta, anlamlandırmakta güçlük çekebilir. Fakat çocuklar meraklıdır, keşfetmeye açıktır, hayal dünyaları zengindir. Çocuğun düşünsel ve duygusal dünyası sınırsızdır.
     Günümüzde küçük yaştaki çocuklarımız hiç mi soyut kavramlarla karşılaşmıyorlar ki.. Çizgi filmler, animasyonlar, masallar bolca soyut kavramlar içermektedir. Hatta öyle sınırsız anlatım ve gösterimler var ki, karışan zihinleri düzelt düzeltebilirsen. Sürekli uzayan fasulye sırığına tırmanıp devler ülkesine ulaşmayı kaç çocuk denemiştir. Hiç.. Sadece hayal etmiştir. Hayalinde yeni yeni kahramanlar çizmiştir. Soyut kavramları hayatın her alanında bulabiliriz. Sevgi, merhamet, yardımseverlik ve daha birçok soyut kavramlar yaşama geçirildikçe somutlaşırlar. Hangi evde ‘’Allah’a emanet ol’’, ‘’Maşallah’’, ‘’Benim çocuğum melek gibidir’’ cümleleri kullanılmamıştır ki. Hangimiz yabancıyız  bu kavramlara? Fıtratımızda var olan, inancı öğreten soyut değerlerimiz hakikate açılan kapılardır. Yeter ki çocukların zihinsel ve duygusal olgunluğuna, yaşına uygun anlatılabilsin.
   Çocuğun zihinsel gelişimine uygun olarak öncelikle din inancımızın temel unsurları Allah kavramı, cennet, melek gibi kavramlar erdemli insan olmanın gerekleri ve ödülleri çerçevesinde somutlaştırılarak öğretilmesinde ne sakınca olabilir? Allah inancını ve dinsel kavramları aktarırken, Allah’ı kızan, cezalandıran bir güç olarak değil; koruyan, seven, hoş gören, ödüllendirici olarak aktarmanın çocuk üzerinde olumlu katkıları olacağı aşikârdır. Sevgi, saygı, erdemli iyi insan olmak adına temellerin inşa edilmesi neden ürkütücü olsun ki. Uygulanacak programlar çalakalem değil, mutlaka işin uzmanı akademisyenlerce yapılacaktır. Anlatımların korkuya dayalı değil sevgiye, ödüle, güvene dayalı çocuk masumiyetine uygun olması da elbette göz ardı edilmeyecektir.
    Ailelerin kendi birikim ve yaşantıları doğrultusunda kendi doğrularıyla öğrettikleri kavramların, en doğru ve ortak paydada buluşturacak değerler şeklinde okullarda pekiştirilmesi eğitim adına ve çocuklarımızın geleceği açısından önemlidir. Okulda pedagojik formasyonda öğretilir; isteyen aile de bu kavramları hayatın içine katar, geliştirir ya da geliştirmez.
Zorlaştırmayalım kolaylaştıralım…
 

Neşe VURAL