Bu hafta TEOG ile ilgili bir haber yayıldı. Habere göre TEOG kapsamındaki dersler Türkçe, Matematik ve Fen olarak üçe düşürülecekmiş. Milliyet ve memurlar.net gibi sitelerde haber olunca ciddiye alınmadan olmaz tabi. Olur mu öyle şey deyip sebebini merak ederken bugün bir haber daha çıktı. Bu habere göre de dershanelerin kapatılmasıyla ortaya çıkacak olan boşluğu Halk Eğitim Merkezleri kapatacak ve ücretsiz kurslar açacakmış.

Önce ilk haberde yer alan “derslerin üçe düşürülmesi” konusu üzerinde biraz kafa yormak lazım. Altı dersten yapılan sınavın bir mantığı vardı. Sınavı ders yılı içine ve müfredatla paralel bir şekilde yedirecek, sınav stresini azaltırken “sınav-müfredat” uyumunu da sağlayarak dershanelere olan ihtiyacı azaltacaktık. Mantıklıydı. Kendi içinde tutarlıydı. Özellikle de Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin sınav kapsamına alınması ciddi ve büyük bir adımdı. Baştan eleştiriler yapmamıza rağmen sonradan taktir etmiş ve “mevcut natif sistemler içinde en iyisi budur” demiştik.

Peki şimdi derslerin sayısının üçe düşürülmesinin ne mantığı var diye düşündük hemen. Çok soru üretmek mi zor geldi? Sınavın iki güne yayılması mı problem oldu? Çok sınav olunca çok gözetmen, çok gözetmen olunca çok masraf mı oldu?.. Bunların hiçbiri tatmin edici değil.

İkinci haber de yayılınca işler daha da ilginç bir hal aldı. Dershanelerin kapatılmasıyla öğrencilere Halk Eğitim Merkezlerinin kurs vereceğini, bu kurslar için merkezlerde sınıflar açılacağını ve ücretsiz olacağını söylüyor haber. Bu habere göre yükü okullar değil, halk eğitim merkezleri yüklenecek. Belli ki organizasyon, öğretmen ücretleri, fiziki ortam gibi konular Halk Eğitim Merkezlerinde yürütülecek. Kesintili eğitim ile ilk ve orta olarak ayrılan ve seçmeli derslerle de ciddi anlamda derslik sıkıntısı çeken okullarda bu işi yapmak zaten pek kolay değil. Bu bakımdan akıllıca bir çözüm gibi görünüyor.

Ancak bu iki haberi üst üste koyunca sorulması gereken birkaç soru var. Zira ilk bakışta birbiriyle ilgisiz gibi görünen haberler içinde gizli bağlantılar saklıyor gibi. Nasıl mı?

Mesela insanın aklına ister istemez "Derslerin sayısının altıdan üçe düşürülmesinin sebebi, Halk Eğitim Merkezleri'nin oluşacak ihtiyacı karşılayamayacak olması mıdır?" sorusu geliyor. Sırf açılan kurslar yetebilsin diye geçen yıl büyük bir heyecanla başlatılan altı derslik TEOG üç derse mi indiriliyor? Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi, İnkılap Tarihi ve İngilizce dersi bu hesaba mı kurban ediliyor? Eğer öyleyse ve bu haberler gerçek ise bu, eğitim sistemimizin hala basit hesapların oyuncağı olmaya devam ettiğini göstermiyor mu?

Bu şüphelerin yerli mi yoksa yersiz mi olduğunu önümüzdeki kısa zamanda göreceğiz. Benim temennim, ders sayısının üçe indirilmesi değil, altı derslik TEOG sisteminin yedinci ve altıncı sınıflara da yayılmasıdır. Tabi eğer ders sayısı azaltılacaksa da bunun bilimsel açıklamasını da bekleriz.

Gündelik hesaplara kurban gitmeyen, on yıllık projeksiyonların tavizsiz uygulandığı ve gerçekten kendi çocuklarını kendi örf, adet ve ahlakına göre şekillendirmeye odaklanmış bir eğitim sistemi istemek en doğal hakkımız.

Şimdiden Ramazan bayramınızı tebrik ediyorum.