Ülkenin gündemi gerçekten yoğun ve yazacak çok şey var. Sonuçta bu güzel vatanın bir vatandaşı olarak herkesin gidişata ilişkin söyleyecek bir sözü var ve dileyen dilediği gibi söylemeye devam ediyor.

Özellikle ülkemizin kaderini belirleyecek çok önemli bir referandum var önümüzde.  

Önemli, çünkü mesele sadece ülkemizin iç meselesi olmaktan çıktı, neredeyse batı bloğu ile doğu bloğunu karşı karşıya getirecek seviyeye ulaştı. 

Birçok AB ülkesinin olaya müdahil olması bunun en açık örneğidir.

Bu konuyla ilgili yazımı birkaç güne kadar yayımlayacağımdan şimdilik konuyu kapatıyorum 

Gelelim asıl meseleye; 

Bu kadar yoğun gündemin arasında içten içe kaynayan, hiç durmadan konuşulan ve önemli bir kitleyi ilgilendiren iki konu var.

Yazayım diye çok sayıda mesaj alıyorum. Hatta bazı arkadaşlar mesajla “neden yazmadın daha” diye sitem ediyorlar. 

Konular malumunuz ve eğitim camiasının yakinen bildiğinden…

Bunlardan ilki: Alan Değişikliği…

Bana gelen mesajlardan ve sendikaların sosyal paylaşım sitelerindeki haberlere yapılan yorumlardan birkaçını paylaşayım istedim. Çünkü ben ne yazsam yine de konunun muhatapları kadar etkili anlatamam.

Yakın zamana kadar Memur Sen Başkanı, Kamu Sen Başkanı başta olmak üzere çok sayıta sendika ve STK bu konularda açıklamalar yapmış ve yakında olacağına dair öğretmenlere umut vermişlerdi. Sonrasında tam bir sessizlik hâkim oldu.

Gündem yoğun, diyebilirsiniz ama bence asıl şimdi çözülmesi gerekiyor bu sorunun. Anladınız siz onu değerli dostlar, üç örnek talebi aktarayım müsaadenizle: 

S.Ö: “Anayasal hakkımızın uygulanmasını istiyoruz sadece yetkili sendikam için yönetmelikte var olan hakkımızı savunmak zor olmasa gerek, alan değişikliği ile öğrenim gördüğümüz alanda çalışmak istiyoruz” 

Ş.Ş: “Diplomaya ve kariyere dayalı alan değişikliği liyakatli eğitimcilerin alanlarında hizmet etmeleri eğitimde verimlilik zaviyesinden çok önemli.” 

D.C: “4 yıldır gerekliliği ve faydası dile getirilen, 2012 yılına kadar sorunsuz ve rutin olarak uygulanmış olan, MEB atama yer değiştirme yönetmeliğinin 60. maddesinde yer alan, sayın Ali Yalçın başkanın aralık ayında "çalışma tamamlanmak üzere" diye müjde içerikli açıklama yaptığı, norm fazlası öğretmen sorununa çözüm olarak kamuda zararı önleyecek olan, öğretmenlerin sevdiği (Mezuniyet esası gözetilerek) alanda çalışarak verimini dolayısıyla öğrenci başarısını arttıracak olan, yönetmeliğe bağlı Alan Değişikliği Kılavuzunun yayınlanması için ne yapmayı düşünüyorsunuz?

İkinci konu: Zorunlu Hizmet Affı…

 Bu konu da çok önemli. Nitekim birkaç yıl önce uygulanan aftan çok kişi yararlanmıştı. Üstelik birçok öğretmeni ilgilendiren bu husus, aile birliği ve birkaç gün ile tayin hakkını bir yıl ötelemek gibi boyutları da içeriyor. 

Ben inanıyorum ki bakanlığımız her zaman olduğu gibi bu konuda da öğretmenleri rahatlatan bir karar alacaktır.  

Birkaç mesaj da buradan paylaşayım isterseniz:

E.G: 2010 Aralık ayında atanan öğretmenler üç aylık süre için yer değişikliği hakkını bir yıl daha ertelemek zorunda kalıyorlar. Örneğin; 7 yıl zorunlu hizmet bölgesinde çalışan bir öğretmen kayıp 3 ay için 1 yıl daha yani 8 yıl aynı okulda çalışmak zorunda. Bunun en önemli nedeni 2010 KPSS’de yaşanılan kopya skandalıdır. Bu mağduriyetin giderilmesi için Zorunlu Hizmet Affı istiyoruz. 

B.S: “Zorunlu Hizmet Affı yeni öğretmen atama sistemiyle zorunlu hale gelmiştir. Zorunlu Hizmet affına EVET” 

A.U: “Zorunlu hizmet affı bekleyen 326 bin öğretmen; aileleriyle beraber 1.5 milyon kişi demek... Öğretmenlere Zorunlu Hizmet Affına EVET”

Öğretmenlerin talepleri böyle. 

Dediğim gibi ben bakanlığımızın her zaman olduğu gibi bu konularda da çözüm üreteceğine ve öğretmenlerin bu haklı taleplerini uygun bir çözüme kavuşturacağına inanıyorum.

Selametle kalın.