İNSANLARIN ÖVGÜLERİNİN VE YERGİLERİNİN GÖZÜMÜZDE AYNI OLABİLMESİ ERDEMİ,
TEVHİDİN RUHU,
MÜSLÜMAN OLMANIN ÖZÜ:

"İHLAS"LI OLMAK!

Bu dünyadaki en zor ama en önemli haslet sanırım "ihlas"lı olabilmek. Samimi olarak, hiç bir menfaat beklentisi olmadan, söz, tutum ve davranışlarda sadece Allah’ın rızasını gözetebilmek,
özü ve sözü aynı olabilmek,
riyakâr ve ikiyüzlü olmamak.

Allah-ü Teâlâ Hazretleri: “Her kim Rabbine kavuşmayı arzu ederse, yararlı bir iş yapsın ve Rabbine yaptığı ibadete kimseyi ortak etmesin.” (Kehf, 110) buyurarak ibadetlerde riya (gösteriş, insanlardan takdir toplamak için yapılan) kapısının kapatılmasını emretmektedir.

Allah Rasûlü (s.a.v.) de bir hadîs-i şeriflerinde buyuruyorlar:
“Şu üç hususta bir müslümanın kalbi, hıyanet ve hasette bulunmaz. (Yâni bunları ancak samimi gerçek müslümanlar uygular)
1- Allah için ihlâs ile amel yapmak,
2- Devlet adamlarına samimi surette tavsiye ve nasihatte bulunmak,
3- Her halükarda İslâm cemaati ile olmak.”

Zinnûn-u Mısrî, şöyle bir sıralama yapar:
“Şu üç şey ihlâsın alametleridir:
1- Kişinin nezdinde halkın övmesi ve yermesi eşit olmalı
2- Amelde ameli görmeyi unutmalı
3- Ahirette sevap getireceğini hatırdan çıkarmalı”

İhlâs; yaptığımız/yapacağımız söz, tutum ve davranışlarımızı, insanların takdirlerini alma gayesinden arındırarak, yalnız Allah'ın rızasını kazanabilme niyetini kalbimize yerleştirmektir. İhlas, sadece Allah Taâlâ´ya yaklaşmak, O'nun rızasını amaçlamak suretiyle olur.

Ebû Ali Dekkâk; “Her insanın ihlâsındaki eksikliği, amelinde ihlâsı görmesidir.” der ve devamında ise şunları söyler: “Allah Teâlâ, bir kulun ihlâsını riya ve kendini beğenmeden halis kılmayı murat ettiği zaman ihlâsından ‘ihlâsı görme’ bakışını çıkarır. O zaman kul, muhlis (ihlâsa sahip olan) değil; muhlas (ihlâsa sahip kılınan) olur.”

Durum böyle olunca da ihlâsın neticesinde Mekhûl’ün dediği gibi; “Kırk gün ihlâs üzere bulunan hiçbir kul yoktur ki, kalbinden zuhur eden hikmet membaları dilinden dökülmüş olmasın.” tecellisi gerçekleşir.

Menfaatlerinin girdabında nefislerine esir olan, her söz ve durumdan fitne üretmeye gayret eden, kendisini ve ayıplarını hiç görmeyen ama sürekli etrafında açık arayarak arkadan konuşan, laf taşıyan, yaptığı hinlikleri kimsenin farketmediğini zanneden, kendini çok akıllı gören zavallı kendini beğenmiş, yürüyen kibir torbaları riyakarlarımızın, ihlas âbideleri olmaları duası ile...

Acziyetini önüne koyarak Allah'a sığınanı,
yalnız 'O'na teslim olanı,
yalnız 'O'ndan yardım isteyeni,
yalnız 'O'na güveneni,
yalnız 'O'na tevekkül edeni,
"yalnız" mı zannediyorsunuz?

Allah kimin yanındaysa da...

Fî Emanillah