İmam Hatipli olmak ayrıcalıktır, bir adım önde olmaktır. İyilikte, saflıkta bir adım önde olmak... Değerlerini özümseme de, milletine ve mukaddesatına bilinçli bir şekilde sahip çıkmada, sevgi, saygı, merhamet, adalet, işini hakkıyla yapma, hoşgörüyle tüm insanlığı kucaklama gibi evrensel hassasiyetlerle yaşamada bir adım önde olmak..           

               İmam Hatipli olmak, peygamber mesleğini icra etmek için atılan ilk adımdır. Dinini, kitabını anlamak, anlatmak, bildiklerini insanlara bildirmek için en yüce fırsattır. İmam Hatiplinin elinde dünyadaki en güzel mesleği, en mükemmel görevi yerine getirme fırsatı vardır.Öğrenmek... "Sizin en hayırlınız Kuranı-Kerimi öğrenen ve öğreteninizdir." demiş Efendimiz. Onun gibi yaşamak, öğretmek ve insanları cehalet batağından kurtarmak vardır. İmam Hatipli olmak, sevgilerin en güzelini, en safını yaşamak, Allah sevgisini tatmak, Allah sevgisini hissedip hayatımızın her anını buna göre şekillendirmek için bir fırsattır. İnananlar ve gerçeğin yolunda olanlar için huzursuzluk ve ümitsizlik asla mevzu bahis değildir. Kendi vicdanında aklanmış olan yürekler, aileden başlayarak milletin her ferdine ve devletine karşı saygılı ve faydalı olmak için çırpınırlar. İdeal insan olmak asırlardan beri her müminin hayalidir. Fazilet sahibi saygın bir fert olmak diğer bütün gençler gibi İmam hatiplilerinde isteğidir. İmam Hatipli olmak, zamana ve mekâna hâkim olanın ölçüleriyle yaşayabilmeyi, Peygamber Efendimizi rehber sayabilmeyi, kendi kaynaklarından beslenebilmeyi, milli çıkarlarımız için canla başla çalışabilmeyi hayal etmektir.

               İmam hatipler ilk olarak medreselerin kapatılmasından sonra 1924 yılında kuruldu. O dönemde dört sınıflı 29 tane imam hatip okulu açıldı. Ancak bu okullar uzun ömürlü olmadı. Birkaç sene içinde hepsi kapatıldı. 1949 senesinde dönemin iktidar partisi CHP, Ankara ve İstanbul'da iki tane imam hatip kursu açtı. Bir süre sonra kurs sayısı sekize çıkarıldı. Din derslerinin eğitim-öğretim müfredatına konulması da bu dönemde oldu. Okulların dördüncü ve beşinci sınıflarında seçmeli olarak okutulmak üzere din eğitimi başladı. CHP'nin önerisi ile Ankara Üniversitesi bünyesinde ilk ilahiyat fakültesi açıldı.

              Demokrat Parti iktidara gelince mevcut imam hatip kurslarının yetersiz olduğuna kanaat getirip imam hatip okullarının açılmasını kararlaştırdı. Adana, Ankara, Isparta, İstanbul, Kayseri, Konya ve Kahramanmaraş'ta ilk imam hatip okulları açıldı. Daha sonraki dönemlerde imam hatip okulları hızla çoğaldı. İmam hatipler bu milletin evlatlarının dinlerini öğrenmeleri, ahlak sahibi olmaları, Kur'an'ı hakkıyla tilavet etmeleri açısından hayati bir misyona sahipler. Bu okullardan mezun olanların sadece mesleki yönlendirmeye tabi tutulmaları, başka üniversitelere girişlerine engeller konulmak istenmesi zulümdür. Kur'an'ı güzel okuyan bir doktorun kime ne zararı olabilir? Ya da dini hassasiyetlere sahip bir mühendisin, kaymakamın, hâkim ve savcının nasıl bir tehlikesi vardır!

               İmam hatipler sadece kuru bilginin öğrencilere yüklendiği okullar olmamalı. Dine ait bilgiler kadar, dinin ruhunun da öğrencilere anlatılması önemli. İrşat ve tebliğin, dine hizmetin farzlar üstü farz olarak ehemmiyet kazandığı bir dönemde imam hatiplerin bu duygudan mahrum yetiştirilmeleri büyük vebal olur. Dini öğrenmek kadar yaşamanın da gerekli olduğunu çocuklarımız bilmeli. Temsilin tebliğden önce geldiğini onlara idrak ettirmeliyiz.

               Henüz ilk yılları olmasına rağmen imam hatip ortaokulları ciddi bir teveccühe mazhar oldu. İnanıyorum ki önümüzdeki senelerde bu, katlanarak büyüyecektir. Millet, okuluna sahip çıkacaktır. Milli Eğitim Bakanlığı da bu ilk seneleri çok iyi etüt ederek, eksikleri, kusurları tespit etmeli ve bu okulların her yönüyle mükemmel olmaları için gerekeni yapmalıdır.([email protected])