Alışık olmadığımız bir düşünceyi ilk defa duyduğunuzda bize korkutucu gelebilir. Dolandırıcılık da ders olarak okutulur muymuş demeyin. Anlatayım bir dinleyin. Hem yeni şeyler denemekten korkmamak lazım.

“Okullar niçin vardır?” diye sorulduğunda, toplumun büyük bir kesimi, gençleri hayata hazırlamak, toplumun değerlerini benimsetmek, meslek sahibi yapmak vb. cevaplar verecektir. Okul insanları hayata hazırlıyor mu? diye sorsanız çoğunluğun cevabı” Hayır.” olacaktır.

Neden? Çünkü okulda verilen derslerin normal bir insanın hayatı ile ilişkisi olamadığı açık. Sanki cennette yaşıyoruz da kimse kimseye kazık atmıyor. Bugüne kadar İstanbul’da yaşayıp da dolandırılmayanınız var mı? Diğer illerde de durumun farklı olduğunu sanmıyorum.

Gün geçmiyor ki birileri dolandırıcılar tarafından kandırılıp sömürülmesin. Gazeteler her gün yeni dolandırıcılık yöntemlerini “kurbanlarının ağzından” bize aktarıyor. Kendini polis, savcı doktor, öğretmen, emlakçı, avukat, şeyh, hoca hatta mehdi olarak tanıtıp insanları sömürenleri mi sayarsınız; tırnakcısı, kağıdı sihirli suyla sözde paraya çevireni, ATM’lere kopya düzenekleri yerleştireni, sahte belgelerle ev, arsa satanı, ünlü bir markanın kopyalarını o markanın fiyatından satanları, sahte alkollü içki üretenlerini mi dersiniz sınır tanımaz bir çeşitliliğe sahip bir zümre var karşımızda. Kimse ben çok akıllıyım, profesörüm, avukatım, hakimim, politikacıyım demesin. Bu durumla ilgili yeterli tecrübeniz/eğitiminiz yoksa her an dolandırılabilirsiniz.

Dolandırılanların makam mevki sahibi olanları, “bürokratik dedikodu malzemesi” olmamak için çoğu zaman dolandırıldıklarını bile söylemekten çekiniyorlar. Ünlü beslenme uzmanı Prof. Dr. Canan Karatay çekinmemiş düştüğü durumu anlatmış; "Nasıl dolandırıldım anlayamadım. İnsanı telefonda adeta hipnotize ediyorlar. Ne derlerse yapıyorsunuz. Devletle birlikte gizli bir operasyonun içinde olmakta beni heyecanlandırdı."

Müfredata böyle bir ders koyduğunuzu düşünün sırf bu ders için okula koşarak gelecektir gençler. Öğretim programına, dolandırıcılar ve özellikleri, dolandırıcılık çeşitleri, dolandırıcılığın tarihi, uluslararası dolandırıcılık, dolandırılmaktan korunma yöntemleri vb. onlarca konu başlığı ekleyebilirsiniz.

Dolandırıcıların çok cesur, bilgili, ikna kabiliyeti ve iletişim becerileri yüksek insanlar olduklarını bilip ciddiye almak gerek. Bunlar arasından zamanın başbakanını dolandırmaya cesaret edip dolandırmayı başarabileni bile oldu.

Siz okulda gayri ahlaki bir konunun ders olarak okutulduğuna şahit oldunuz mu? Belki din kültürü ve ahlak bilgisi dersinde hırsızlık, dedi-kodu, yalan, gıybet, rüşvet, haram, helal konuları yüzeysel olarak verilip geçiştirilmiştir. Var olan şeyleri söylemekten korkmamak lazım. Kanunların dolandırıcıları durduramadığı açıkken ve dolandırıcılık bu ülkenin bir gerçeği iken bu konuda insanları eğitmek gerekmez mi?