(Değerli dostum Metin ÖZDEMİR’e ithaf olunur.)

İnsan naif bir varlık. Sıcaktan, soğuktan; gürültüden, sesten; azdan, çoktan, hemen her şeyden etkilenir. Başı ağrır, dişi ağrır, beli ağrır. Kısaca hasta olur.

Hasta insan dertlidir, rahatsızdır çalışamaz, kendini işine veremez. Bunun için yüce devletimiz, çalışanları için “Devlet Memurlarına Verilecek Hastalık Raporları İle Hastalık Ve Refakat İznine İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik” adı altında bir düzenleme yapmış. Düşünmüş ki benim memurum hastalanınca çalışamaz, işe gelse de verimli olamaz. Dinlensin, iyileşsin öyle gelsin, verimli olsun.

İnsan hasta olur ya, öğretmende nihayetinde insan. O da hasta olabilir. Kendini iyi hissetmeyebilir. Hasta olup rapor alana kim ne diyebilir. Gel gör ki, bu uygulamayı istismar eden, canı sıkıldıkça rapor alan bir öğretmen tayfası türemiş. Kul hakkı, öğrenci hakkı düşünmez olmuş.

İdarecilik görevleri üzerlerinden alınanlar, okulla ilgili olumsuz durumlar yaşamaya başlayanlar, idarecisi ile kavga edenler, doğum izinleri kendilerine yetmeyen ve maaştan mahrum olmamak için de ücretsiz izinde kullanmak istemeyenler, mahrumiyet bölgelerine atananlar, ailelerinin bulunduğu ilden farklı bir ilde görevlendirilenler, öğretmenlikten başka gelir getirici işlerle uğraşanlar, ikinci üniversiteye gidenler, yüksek lisans yapanlar, daha listede kimler yok ki rapor alıp okula, öğrencisine, görevine gitmesin.

Şu an ki durumda, raporlu olduğu halde bir öğretmen, ikinci bir iş olarak avukatlık yapsın ve bu ispatlansın. Ve bunu defalarca yapsın. 90 iş günün 78 günü raporlu olsun, okula gitmesin ve mahkemelerde çalışsın. Verebileceğiniz en yüksek ceza aylıktan kesmedir. Başka bir öğretmen kanuni doğum izni bittikten sonra ki bir yılı raporla geçirsin. Verebileceğiniz ceza var mı? Yok. Durum bu kadar vahim.

Bu işin çözümü çok basit. İlk olarak kameralı takip sistemi önce kanunlara sonra yönetmeliklere konmalıdır. Hasta olduğu için rapor alan öğretmen, evinden çıkıp alış veriş merkezine, il dışına, şuraya, buraya mı gitti? Görevliler tarafından bu kamera ile tespit edilmelidir. İkinci olarak, kişinin evine gidip gerçekten hasta olup olmadığını teyit edecek doktorlardan oluşan ekipler kurulmalı, bu ekipler, MEBBİS üzerinde belli günü geçen raporlu öğretmenleri muayene etmeli ve verilen raporların geçerliliği sorgulanmalıdır. Ayrıca gerçek dışı rapor alana da, verene de meslekten çıkarmaya kadar gidecek ağır cezalar verilmelidir.

Kanunlar, hayatı arkadan takip eder. Önce suç meydana gelir, sonra o suç ile ilgili caydırıcılığı sağlamak için kanuni düzenlemeler yapılır.

Devletimizin öğrencilerin haklarını koruması artık elzem olmuştur. Sık rapor alan öğretmenlerle ilgili gerekli düzenleme derhal yapılmalıdır. Yoksa o öğrencilerin vebali gerekli  düzenlemeyi yapmayanların,  geciktirenlerindir.