EĞİTİM ÜZERİNE - 3

 

Eğitim sistemimizdeki boşlukların nasıl bir felakete sebep olabileceğini de zaten hepimiz 15 Temmuz İhanet ve İşgal girişimde gördük. Bizim bıraktığımız boşluğu batının Truva Atı Fetö terör örgütü doldurdu. Otuz yıllık insan birikimimizi bizim imkânlarımızla yetiştirip bize düşman etti.

Sadece bu kadar mı?

Değil.

Bir de milletin kendi evladı olan askerine, devletine ve kadim medeniyetimizin taşıyıcısı dini kurumlarına güvenini onarılması zor bir şekilde yaraladı.

Aslında en büyük darbe belki de bu oldu. Bin yıldır bizi zirvede tutan ve batının bütün zorbalıklarına rağmen bizi yok olmaktan kurtaran Kadim medeniyet değerlerimize karşı şüphe oluşturuldu.

Neyse bu konu çok su götürür…

Bir önceki yazıda, bizim eğitim felsefemiz ne, diye sormuştum.

Eğitim Felsefemiz şöyle olabilir mi mesela:

“Bize bir insan mektebi lazım. Bir mektep ki, bizi kendi ruhumuza kavuştursun; her hareketimizin ahlaki değeri olduğunu tanıtsın; hayâya hayran gönüller, insanlığı seven temiz yürekler yetiştirsin; her ferdimizi milletimizin tarihi içinde aratsın; vicdanlarımıza her an Allah’ın huzurunda yaşamayı öğretsin…”(Nurettin Topçu Türkiye’nin Maarif Davası)

Hedeflediğimiz insan modeli de şöyle tanımlansa:

Milli ve manevi değerlerini benimseyen, kendisiyle ve toplumu ile barışık, özgür, özgün ve eleştirel düşünebilen, insanlığın hayrına sürekli yeni kolaylıklar üretmeye odaklı, çalışkan, erdemli, ahlaklı ve…

Batının eğitim sistemini araştırmaya ve örnek göstermeye devam ediyoruz. Hâlbuki onların eğitim sistemi iyi olsaydı bütün dünyayı sömürgeye çevirip, dinine inancına ve milliyetine göre insanları ayırıp katliam üstüne katliamlar yapmazlardı.

Evet, batının eğitim sistemi iyidir ama kendi istedikleri medeniyeti kurmak için kurgulanmıştır. O medeniyet ise bizi yok etmeye ayarlıdır. Biz ise durmadan onların eğitim sistemini araştırmaya ve örnek göstermeye devam ediyoruz.

Bu çok garip bir tezattır.

Çözüm kendi köklerimizde, kadim medeniyetimizde, insani değerlerle mücehhez milletimizde.

Biz yeniden millet şuurunu kazandığımız zaman bu sorunları rahatlıkla aşabiliriz.

Millet-i İbrâhim diyorum, Millet-i İbrâhim olalım.

(Devam edecek…)