Milletin silahını millete doğrultan, himmetini toplayıp düşmanlarımıza peşkeş çeken ve nihayet küresel efendilerinin emriyle millete operasyon üstüne operasyon çeken ve en son darbe girişimi ile millete kurşun sıkan, bomba atan lanetli yapıya olan nefretimi ifade ederek başlıyorum.

Darbe girişimi nasıl oldu diye laf kalabalığı yapmayacağım. Onu zaten günlerdir millet olarak bizzat yaşıyor ve idrak ediyoruz. Bu tür girişimler Devlet-i Ali Osman’ın son dönemlerinden beri var ve maalesef hala var olmaya devam ediyorlar.

Fakat bu sefer durum gerçekten çok farklı!

Bu ülke kurulduğundan beri bizi bir şekilde pasivize etmek isteyen güçler her dönemde farklı yöntemler uygulaya gelmişlerdir.

İlk etapta dinsizleştirerek İslam Dünyası’ndan koparmaya çalıştıkları halde bunu başaramamışlardır. Nitekim bu necip halk, bir şekilde dinine ve ülkesine sahip çıkmıştır.

Ancak onlarda oyun bitmediğinden, yeni kurguladıkları oyun da şeytanın sağdan yaklaşması cinsinden olup bugün yaşadıklarımızla daha iyi anlaşılmaktadır.

Dini yapı görünümlü bu meşum örgüt on yıllarca bu milletin yardım ve himmetiyle güçlenmiş, derin küresel efendilerinden aldığı destekle de tüm dünyada çalışma sahası bulmuştur.

Pirincin içindeki beyaz taş gibi, milletten aldıkları himmet ile milletin çocuklarını, millete kurşun sıkacak düzeyde mankurtlaştıran bir eğitim sistemiyle ve planlı bir şekilde devletin önemli bütün kademelerini ele geçirmişlerdir.

Son üç yıldır etkin bir şekilde mücadele edilmesine rağmen hala bugün her kurumda binlerle on binlerle ifade edilen sayılarda, hem de en etkili ve kilit noktalarda bulunmaları ne derece tehlikeli olduklarını göstermeye yetmez mi?

Ancak bu seferki girişimleri beklemedikleri bir şekilde halkın tepkisi ve olağanüstü karşı çıkışı ile duvara tosladı. Millet iradesine sahip çıktı.

Birtakım darbe sever yapıların zannettiği gibi bu halkın “koyun” olmadığı, “bir paket makarna” için oy vermediği kesin olarak anlaşıldı.

Açık ve net: Hiç kimse bir paket makarna için tankların önüne yatmaz.

Uzatmadan asıl önemli uyarıyı yapayım:

-Öncelikle meydanlarda olmaya ve her an harekete geçmeye hazır olmak lazımdır.

-Bizzat Sayın Cumhurbaşkanımızın ağzından duymadan, başka kanalların oyunlarına gelip, alanlar terk edilmemelidir.

-Suret-i haktan görünüp bir iki gün yanımıza geldikten sonra bizi galeyana getirenlere çok dikkat edilmeli ve kışkırtmalarına prim verilmemelidir.

-Küfürlü, tahrik edici, kışkırtıcı ifadeler kullanmaktan imtina edilmeli ama gerekli ciddiyet ve net duruş da sergilenmelidir.

-Özellikle “asker öldürdüler, asker dövdüler, kafa kestiler…” gibi sosyal medya yalanlarına karşı uyanık olunmalı, en kısa sürede cevap verilerek ve yalanları çürütülerek oluşturmaya çalıştıkları algı kırılmalıdır.

-“Fetocuların dükkânlarına saldıralım, evlerini basalım...” Gibi tekliflerin masum olmadığını bilelim ve o şahısları polise hemen ihbar edelim.

-Son olarak unutmayalım ki, bu küfür uşaklarında oyun bitmez, hazır halk galeyana gelmişken bir karşı grup oluşturup iç savaş çıkarma girişimleri olabilir, en önemlisi de darbe girişimi hala devam ediyor.

Alanlarda milletin, milli iradenin ve ülkenin namusunu muhafaza için dik duranlara selam olsun!

Fiili duamızı yapıyoruz çok şükür ama her fırsatta kavli duamızı yapmayı da unutmayalım. İnşallah bu sefer de başaramayacaklar ve bertaraf olacaklar.

Türkiye artık kabına sığmıyor. Küresel efendiler on yıllardır besledikleri paralel uşakları ile son darbelerini vurmak ve bizi yok etmek istiyorlar. Allah fırsat vermesin ve onları perişan eylesin inşallah!