Dershane tasarısıyla başlayan tartışmada geldiğimiz yer çok katılımlı yönetici görevlendirme yönetmeliği ve kılavuzu yayımlandı ve ardından değerlendirmeler başladı. İşin bu noktaya gelmesinde sessiz çoğunluğun paralel filmine dalıp gitmesinin ve yerel seçimlerin etkisi oldukça büyüktür. Seyirci tiyatroyu izlerken perde arkasında başka şeyler yapılabiliyor. Dünyada da milleti bir işle meşgul edip başka işleri çevirme taktiği her zaman kullanılagelmiştir. Oyuna gelen kamuoyu işin ciddiyetini anladığında iş çoktan işten geçmiş olacaktır.

             Bu güne kadar ne yönetmelikler geldi ve geçti. Bildiğimiz kadarıyla ilk defa tüm okul müdürleri, müdür başyardımcıları ve müdür yardımcıları kanunla görevden alındı. Bunun anlamı ben istersem yasa ile hepinizin ikinci görevine son verebilirim, demektir. Seçimle gelen seçimle giden siyasi irade meclisteki sayısal üstünlüğünü yürütmeye taşımıştır. Allah sonumuzu hayır eylesin. Çıkarılan yasa ve yönetmeliği siyasetin bürokrasiye bir golü olarak değerlendiriyorum. Fakat maç henüz bitmedi ve daha yolun başındayız.

             Yönetmeliği ve kılavuzu incelediğimizde eklerine baktığımızda bazı hususlar dikkatimizi çekmektedir. Bundan önceki yönetmelikte müdür atanabilmek için ders görevini yeterli görürken bu yönetmelikte branş itibariyle atanma şartı getirilmiş ve bu haliyle mağduriyetler oluşturacaktır. Bir kurumda 8 yıldan fazla süre görev yapılamayacak olması rotasyon demeden zorunlu yer değiştirmeyi getirmiştir. Önce kurumlarda görevlendirilecek olanların yeniden değerlendirilecek olması kazanılmış hakkın önceliği sayılabilir. Okuldaki ve ilçedeki paydaşların vereceği puanların müdürün performansını ölçecek olması tartışılacaktır. İlçe müdürlerinin, şube müdürlerinin çoğu yeni değişmiştir. Okul müdürleriyle ilgili doğru kanaat oluşması için en az altı ay birlikte görev yapması gerekir. Bu durum çoğu ilçede gerçekleşmeyecektir. Yine okuldaki en kıdemli öğretmen, kıdemi en az olan, aday olmayan öğretmen ve öğretmenler kurulunca seçilen iki öğretmenin müdürüne puan verecek olması anlaşılabilir, fakat okul aile birliği ve öğrenci meclis başkanının verecekleri puanlar çok su götürür. Henüz reşit olmayan birisinin öğrenci meclis başkanının sağlıklı değerlendirme yapamayacağı aşikârdır. Okullarda aile birliklerinin çoğunluğu kâğıt üzerindedir.

             Görev yaptığı yerde yeniden görevlendirilmeyen ve elenen müdürlerin Ek-1 den aldıkları puanla boş olan okullara atanacak olmasını da anlamak güçtür. Sağlıklı oluşmayan puanlar çok tartışılır. Görevlendirmelerin çok uzun bir zamana yayılması okulların düzenini alt üst edecektir. Ağustos sonuna kadar bu işlerin halledilmesi isabetli olacaktı. Mevcut müdürlerin görevlendirilmesi bittikten sonra yeniden ve ilk defa görevlendirmelerin yapılacak olması bu işe yeni gireceklerin tercih dışında kalan yerlerden başlamaları anlamına geliyor. En son müdür başyardımcılığı ve müdür yardımcılığına okul müdürlerinin teklifi üzerine görevlendirme yapılacak. Bu arada mevcutları devam edecek. Aslında teklif usulü ile müdür başyardımcılığı ve müdür yardımcılığı müdür görevlendirmelerinin hemen arkasından müdürlerin teklifi ile yapılabilir.

              Görev verilmeyecek yöneticilerin başka okullara atanabilmelerinin daha isabetli olacağı kanaatindeyim. Yönetmelikte de bu konuda bir madde mevcut. Özellikle yıllardır idarecilik yapan ve öğretmenlikte zorlanacakların önlerinde iki yol kalıyor. Süreleri dolmuşsa emekli olacaklar ya da zorda olsa öğretmenlik yapamaya devam edecekler. Allah çocuklara yardım etsin. İlçe müdürleri ilçelerindeki müdürleri görevlerinin devamının da belirleyicisi olacak. Kalanların Ek-2 yi geçenleri içinden il milli eğitim müdürlüğü sözlü sınav yaparak belirleyici olacak. Herkes kendi seçtiği adamları ile çalışacak. Yanlışların faturası siyasete çıkarılacak. “Tüfek icat oldu mertlik bozuldu” diye bir Köroğlu deyişi var. Müdürler müdür olalı böyle yönetmelik görmedi. Görelim Mevla’m neyler, neylerse güzel eyler. Siz ne dersiniz?([email protected])