Demokratik bir toplum ve okulda her öğrenci, kendine özgü bir varlık olup bireysel bazı haklara sahiptir. Her öğrencinin güçlü ve zayıf yönleri olabilir. Bu bakımdan her öğrencinin güçlü yönlerini ifade etme, zayıf yönlerini ise (bireysel, kültürel, dini vb. yönlerden) ayırımcılık yapılmadan güçlendirme hakkı vardır.[1] Her öğrencinin biricikliğinin önemi bu noktada ortaya çıkmaktadır. Fakat ülkemizde Lozan Antlaşması ile tanınmış azınlıklar hariç, diğer dini ve etnik azınlıkların dil ve din eğitimi konusundaki zayıf yönlerini geliştirebildiklerini söylemek güçtür. Hatta “Din kültürü ve ahlak bilgisi” dersinin ilk ve ortaöğretimde zorunlu olması bu durumu daha da zorlaştırmaktadır.

Okulda demokrasi ile ilgili mekanizmalar hayata geçirilmeli, disiplini sağlayacağım diye hiçbir öğrenci korkutulmamalı, incitilmemeli ve her öğrencinin özgürce konuşmasına fırsat verilmelidir. Her öğrenci, karara katılma ve oy hakkına sahip olmalıdır. Öğrenciler, dayanışma içinde olmalı, birbirine dostça ve sorumluluk duygusuyla davranmalı, hoşgörülü olmalıdır.

Öğrenciler, demokrasiyi okulda yaşamalıdır ve kendi kendilerini yönetmeyi öğrenmelidirler. Bunun için okullarda öğrenci toplulukları, sınıf başkanlığı, eğitsel kollar, ilgili akademik ve yönetim kurullarında öğrenci temsilcilerinin bulunması gerekir.[2] Son yıllarda okulda demokrasinin önemli uygulamalarından biri olan eğitsel kollar ve sosyal kulüplerin içinin boşaltılması bu anlamda olumsuz bir sonuç olarak karşımızda durmaktadır.

Okulda öğrenci katılımı, hem öğrencilerin gelişimi ve öğrenmesi, hem de demokrat vatandaşlık için gereklidir. Katılım, öğrencilerin bilişsel, sosyal, moral, duygusal, ruhi yönlerden gelişimi, bir takım beceri ve tavırlar geliştirmeleri açısından önemlidir (Şişman, 2010). Bu nedenle demokratik okul kültüründe öğrenci katılımının belirleyici bir etken olduğu söylenebilir.

Öğrenci katılımı konusunda en önemli uygulamalardan biri olan öğrenci meclisleri bu anlamda daha da işlevsel hale getirilmeli, uygulamadan doğan eksiklikler giderilmeli, yöneticilerin, öğrenci meclisi seçimlerini kâğıt üstünde yaparak içini boşaltmalarının önüne geçilmelidir.

Öğrenciler, demokratik toplumun, demokrasiyi bir yaşam biçimi haline getirmiş birer üyesi olma yolunda, daha okulöncesi çağından başlayarak özendirilmeli, demokratik uygulamalara ve katılımcı mekanizmalara katılma konusunda teşvik edilmeli, demokrasinin olmazsa olmazının kendini ifade etme ve yönetime katılma olduğunun farkına vardırılmalıdır. Bu anlamda, demokratik okulun, demokratik toplumun güvencesi olduğu akıldan çıkarılmamalıdır.

 

[1] Demokratik Bir Okul Kültürü İçin Yeterlilikler Çerçevesi Uşak Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi (2010) 3/1, 167-182

 

[2] Karakütük, K. (2001). Demokratik ve laik eğitim. Ankara: Anı Yayıncılık.