~~Kamuoyunda, dershanelerin kapatılmasını düzenleyen yasa olarak bilinen, Milli Eğitim Temel Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesinden sonra, Başbakan Ahmet Davutoğlu şu açıklamayı yaptı; “Türkiye'de eğitim politikalarını belirleme hakkı, yetkisi, sorumluluğu siyasi iradeye aittir. Gerek yasal çerçeve gerek Türkiye'deki güçler ayrılığı esasına göre dış politika, ekonomi politikaları, sosyal devlet politikalarını yönetmek nasıl halkın seçtiği hükümetlerin uhdesinde ise eğitim politikalarını belirleme de halkın seçtiği hükümetlerdedir. Eğitim politikalarının ne olacağına karar verecek makam yürütme erkidir."
Takip edebildiğim kadarıyla, Başbakan’ın bu açıklamasına ne bir politikacıdan, ne bir eğitim fakültesinden, ne de bir eğitimciden tepki veya uyarı geldi.
Öncelikle, kendisi de bir akademisyen olan Başbakan’ın eğitim ve eğitim politikaları konusundaki bilgilerini gözden geçirmesi gerekiyor. Şöyle ki;
Eğitim politikası, Bir toplumun, ya da bir eğitim kurumunun saptanan eğitim ereklerine ulaşmak için alacağı kararlara temel olmak üzere hazırlanan, değişen toplumsal ve ekonomik koşullara uygun görüş ve yargıları da kapsayan genel plan  olarak tanımlanmaktadır.
Dershanelerin kapatılması örneğinde olduğu gibi aslında eğitimle ilgili alınacak olan herhangi bir karar ya da politika değişikliği toplumun tümünü ilgilendirmektedir. Bu nedenle eğitim politikalarının nasıl belirlendiği ile ilgili olarak bu alandaki eğitimcilerin görüşlerine bakmak gerekiyor.
Topsakal’a  göre Türk Eğitim Sistemi’nin yasal dayanaklarına bakıldığında anayasa, eğitimle ilgili yasa, kanun hükmünde kararname, uluslararası antlaşmalar, tüzük, yönetmelik, yönerge, genelgeler ile birlikte kalkınma planları, milli eğitim şuraları, hükümet programları, Avrupa Birliğine uyum programları, eğitim politikalarımızı belirler.
Âdem   ise ulusal eğitim politikasının belirlenmesinde, demokrasinin vazgeçilmez öğelerinden katılımın temel alınmak zorunda olduğunu ifade etmektedir. Katılım; eğitimle ilgili yetkililerin, öğretmenlerin, velilerin, eğitim sendikalarının, meslek odalarının, yerel düzeydeki yöneticilerin eğitimle ilgili kararlara katılmasını gerektirir. Bu ise gereksinimlerin somut biçimde belirlenmesini, uygun önlem ve önerilerin alınırken, hemen uygulanmasını sağlar. Böylece eğitime ilişkin sağlıklı politika ve hedefler belirlenmiş olur.
Bu görüşlere dayanılarak, ülkemizdeki eğitim politikalarının belirlenmesinde yasal dayanaklar ve katılımcı anlayış ön plana çıkmaktadır.
Yasal dayanak anlamında, Hükümetlerin yetki alanı dışında olan uluslararası anlaşmalar, Anayasa ve Milli Eğitim Şuraları da eğitim politikalarının belirlenmesinde etkili olmaktadır. Nitekim dershanelerle ilgili yasal düzenleme Anayasa Mahkemesi tarafından, “Anayasaya aykırılık” nedeniyle iptal edilmiştir. Yine, uluslararası anlaşmalar Hükümet tarafından değil, TBMM tarafından onaylanarak yürürlüğe konulmaktadır. Aynı şekilde Milli Eğitim Şuraları da Hükümet’in direktifiyle karar alan organlar değildir.
Katılımcılık anlamında ise eğitimle ilgili yetkililerin, öğretmenlerin, velilerin, eğitim sendikalarının, meslek odalarının, yerel düzeydeki yöneticilerin eğitimle ilgili kararlara katılması anlaşılmaktadır. Ancak bu hususun Milli Eğitim Şuraları aracılığıyla gerçekleştirilmesi gerekirken, Şura yönetmeliğinde yapılan değişiklikle, Şura katılımcılarının büyük bölümünün Hükümet’in belirleyiciliğinde olması, katılımcılık anlayışının gerçekleştirilmesini akamete uğratmıştır. Son yapılan 19.Milli Eğitim Şurası adeta Hükümet politikalarının dayatıldığı ve onaylatıldığı göstermelik bir toplantıya dönüşmüştür.
İşte bu nedenlerle demokratik bir ülkede eğitim politikaları sadece Hükümet tarafından değil, eğitim toplumunun bütün bileşenleri tarafından ve uluslararası anlaşmalar başta olmak üzere, beğenilsin ya da beğenilmesin yürürlükteki yasal mevzuata göre belirlenir.

 

~~   Davutoğlu'ndan Anayasa Mahkemesi'nin dershaneler kararı hakkında açıklama.  http://www.hurriyet.com.tr/gundem/29550423.asp Erişim Tarihi: 18.07.2015
   Demirtaş, H. Güneş, H. (2002). Eğitim Yönetimi ve Denetimi Sözlüğü. Anı Yayıncılık.

   Topsakal, Cem. (2014) Türkiye Eğitim Politikalarının Analizi.

   Adem, Mahmut. ULUSALEGİTİM POLİTİKAMIZ NASIL OLMALIDIR?