~~Eğitim Sen, kamuda kılık-kıyafet serbestisi eylemlerinin gündeme geldiği Mart-2013 tarihinden sonra yaklaşık 5-6 ay, bu konuyla ilgili olumlu ya da olumsuz hiçbir karar almayan Eğitim Sen, nihayet 5 Ekim 2013 tarihi itibarıyla, işyerlerine “Özgür kıyafet” ile gitme kararı almıştı (Eğitim Sen, 2013). Sendika, 11 Eylül 2014 tarihinde de, web sitesine bir yazı koyarak, “Eğitimin ve toplumun kılık kıyafet uygulamaları üzerinden tek tipleştirilmesine karşı 7 Eylül 2013`te başlattığımız özgür giyimle işyerlerine gidilmesi eylemimiz,  Temmuz 2015 tarihine kadar "özgür kılık kıyafetle" işyerlerine gidilmesi biçiminde devam edecektir.” söylemiyle,  bu kararını devam ettirdiğini kamuoyuna duyurdu (Eğitim Sen, 2014).

Eğitim Sen kararında (2013) “Özgür kıyafet”ten ne anlaşılması gerektiğini de şu şekilde açıklamıştı; “Kamuda başörtüsü yasağının TSK, Emniyet ve Adliyeler dışında hizmet sunan kamu görevlileri açısından kaldırılması, okullarda herkese eşit ve tarafsız olarak eğitim hizmeti sunması gereken öğretmenler ve laik bilimsel eğitim açısından yeni sorunları gündeme getirecektir. Kamuda başörtüsü yasağının kaldırılması, iddia edildiğinin aksine, kamuda kılık kıyafet özgürlüğü anlamına gelmemektedir.  Bu, AKP`nin kendi siyasal tercihlerini toplumsallaştırmanın ve kendi tek tipini yaratmanın bir adımıdır. Ayrıca sorun sadece "başörtüsü serbestliğine" indirilemeyecek kadar derindir. Bugüne kadar okullarda önce eğitim programının (müfredatın) içeriğine dini öğelerin yerleştirilmesi ile başlayan, zorunlu din dersleri ve zorunlu seçmeli din dersleri ile derinleştirilen sonradan kılık-kıyafet tartışmaları ile devam eden tartışmalar, eğitim sisteminde yaşanan yoğun muhafazakârlaştırma hamlelerinin bir sonucudur. Kamu adına görev yapanların, görevini yerine getirirken hiç bir siyasi, dini simge taşımaması gerekmektedir. Kamuda "kılık kıyafete özgürlük getiriyoruz" diyerek yapılan propagandanın ardındaki gerçek, farklı inançları yok sayarak Türk İslam sentezini, sünni-hanefi mezhebinin hegemonyasını güçlendirmek, kamu düzenini sınırları içerisinde farklı inançlar üzerinde baskı kurmanın bir aracıdır…”

Biz de bu kararı, “Dinsel Simge Takıntısı” başlıklı yazımızla, AKP iktidarının kamuda, sadece başörtüsüne serbestlik getiren kararıyla, Eğitim Sen’in, sadece başörtüsüne karşı fakat her türlü kıyafete serbestlik isteyen kararını,  eleştirmiştik (Damar, 2013).

Aradan geçen 1 yıllık sürede, eğitim sendikalarının aldığı kararlarla, kamuda kılık –kıyafet yönetmeliğinin değil ama kamu çalışanlarının dirayetli tutumlarıyla bu konu tartışma konusu olmaktan çıkmış, başörtüsü de dâhil, her türlü kıyafet normalleşmiştir.

Eğitim Sen’in, tartışmalı “Özgür kıyafet” kararının üzerinden de yaklaşık 1 yıl geçti, bu arada Eğitim Sen, Demokratik Eğitim Kurultayı’nı topladı, olağan genel kurulunu yaptı, yürütme kurulu değişti, yürütme kurulunda yer alan anlayışlar değişti. Bütün bu değişikliklere rağmen “Özgür kıyafet” kararı halen olduğu gibi durmaktadır. Kamu çalışanlarının haklı talepleri üzerinden fiili-meşru sendikacılık yapmayı kendine ilke edinen Eğitim Sen, kamuda kılık-kıyafet konusunda yaşanan fiili duruma bakarak, bu konuda aldığı “ikiyüzlü” demeye dilim varmıyor ama rahatlıkla “çifte standartlı” olarak nitelendirebileceğimiz “Özgür kıyafet” kararını gözden geçirmeli ve güncellemelidir.

Eğitim Sen, başta üyeleri olmak üzere 1 milyona yaklaşan eğitim emekçilerinin kılık-kıyafetine müdahale etme anlayışının, ancak egemenlerin anlayışı olacağını unutmadan, kamuda, hiçbir sınırlama tanımı yapmayan daha özgürlükçü bir karar alarak, önceki kararını ortadan kaldırmalıdır. Özgürlükçülüğü ilke edindiği bilinen Eğitim Sen’e yakışan, budur.

Kaynaklar

Damar, (2013)http://www.haber3.com//dinsel-simge-takintisi-107791y.htm#ixzz3CJMCPzaK
Erişim Tarihi: 07.10.2013

Eğitim Sen, (2013) http://www.egitimsen.org.tr/genel/bizden_detay.php?kod=20276&sube=0#.UlEOqhdrPIU
Erişim Tarihi: 07.10.2013

Eğitim Sen, (2014) http://www.egitimsen.org.tr/genel/bizden_detay.php?kod=22022&sube=0#.VBGyqv8cTIU
Erişim Tarihi: 11.09.2014