Kızlarımızın son yıllardaki başarıları ve okullaşma oranları, ulusal ve uluslararası istatistiklere de yansımaya başladı.

Bu başarıların ilki, TIMSS 2011 Ulusal Ön Değerlendirme Raporunda şu şekilde yer aldı; “Türkiye’de dördüncü sınıf düzeyinde kız ve erkek öğrenciler arasında matematik başarısı farklılaşması bulunmazken, sekizinci sınıf düzeyinde kız öğrenciler daha başarılıdır. Sınıf ilerledikçe kız erkek farklılaşmasının doğmuş olması dikkat çekicidir. Sekizinci sınıfa gelindiğinde 9 puanlık bir fark oluşmuştur. Bu yıl ortaya çıkan eğilim devam ettiği takdirde ileri yıllarda erkeklerin aleyhine makasın açılacağı bir eğilim ortaya çıkma ihtimali vardır. Aynı eğilim orta doğu ülkelerinde de gözlenmektedir.” Yücel, C., Karadağ, E., & Turan, S. (2013, Şubat).

Bu cümlelerin özeti, ülkemiz de dâhil olmak üzere, Ortadoğu ülkelerinin çoğunluğunda, kız öğrencilerin başarısında belirgin bir artış trendi sözkonusu.

Bir diğer olumlu gelişme de geçen haftalarda açıklanan MEB 2013-2014 İstatistiklerinde yer alan cinsiyet oranında kız öğrencilerin okullaşma oranının yükselmesi. Bu istatistiklerde, kız öğrencilerin, erkek öğrencilere oranı her öğretim yılında artarak devam ediyor. Tablolara geçmeden önce bu artışı gösteren “Cinsiyet Oranı” kavramına bakmak gerekiyor. Cinsiyet oranı; belirli bir öğretim yılında ilgili öğretim türünün kız çocuk brüt okullaşma oranının, aynı öğretim yılında ilgili öğretim türünün erkek çocuk brüt okullaşma oranına olan göreli büyüklüğünü göstermektedir. İki farklı göstergenin (brüt okullaşma oranlarının) birbirine oranlanmasıyla yapılan hesaplamanın 100 ile çarpılmasıdır. 

Şimdi yıllar itibarıyla cinsiyet oranlarına bakabiliriz:

Öğretim yılı             Educational year

Cinsiyet Oranı (1) - Sex Ratio (1)

İlkokul                                                Primary School

Ortaokul ve dengi                                              Junior High School                                                  and Equivalent

Lise ve dengi                                  High School                                                  and Equivalent

Yükseköğretim                                                                      Higher Education

1994/'95

94,85

67,80

65,60

65,19

1995/'96

94,72

67,91

67,59

67,40

1996/'97

93,84

69,34

70,07

66,93

Öğretim yılı                                                              Educational year

Cinsiyet Oranı (1) - Sex Ratio (1)                         %

İlköğretim (2)                                                                                                                             Primary Education(2)

Ortaöğretim                          Secondary Education

Yükseköğretim                       Higher Education

1997/'98

85,63

74,70

69,58

1998/'99

86,97

75,50

69,44

1999/'00

88,54

74,74

70,96

2000/'01

89,64

74,41

73,56

2001/'02

90,71

75,87

75,17

2002/'03

91,10

72,32

74,33

2003/'04

91,86

78,01

74,09

2004/'05

92,33

78,72

74,66

2005/'06

93,33

78,76

77,20

2006/'07

94,11

79,65

77,65

2007/'08

96,39

85,81

78,74

2008/'09

97,91

88,99

80,08

2009/'10

98,91

88,59

83,38

2010/'11

100,42

89,74

86,24

2011/'12

100,41

93,29

87,38

( %)

Öğretim yılı             Educational year

Cinsiyet Oranı (1) - Sex Ratio (1)

İlkokul                                                Primary School

Ortaokul                                             Lower Secondary School

Ortaöğretim                                  Upper Secondary Education

Yükseköğretim                                                                      Higher Education

2012/'13

100,59

102,94

94,15

88,05

2013/'14

100,82

103,69

94,59

   -

Bu tabloların tercümesini de şu şekilde yapabiliriz;

Öncelikle, 8 yıllık kesintisiz eğitime geçilmeden önceki yıllara bakıldığında, ilkokullarda cinsiyet oranının % 94, ortaokullarda % 69, liselerde % 70, yükseköğretimde ise % 67 civarında olduğu görülüyor.

Kesintisiz eğitime geçilen 1997-1998 yılında, ilkokul ve ortaokulların, ilköğretim okulu şekline dönüşmesiyle, ilköğretimde cinsiyet oranının, % 85’lere düştüğü, (Bu sonuç normal bir sonuçtur, çünkü o yıla kadar zorunlu olmayan ortaokullar, zorunlu eğitim kapsamına alınmıştır ve özellikle kızların okullaşmasında ciddi sorunlar yaşanmaktadır.) liselerde % 75, yükseköğretimde ise % 69 olduğu görülüyor.

Cinsiyet oranının yıllar itibarıyla artışı devam etmiş, özellikle 2010/2011 öğretim yılında ilköğretimdeki oran kız öğrenciler lehine % 100,42 olmuştur.

4+4+4 Eğitim Sistemine geçilmeden önceki öğretim yılı olan 2011/2012’deki cinsiyet oranları ise şu şekildedir; ilköğretimde % 100,41; ortaöğretimde, % 93,29, Yükseköğretimde ise, % 87,38.

Son olarak 2013/2014 öğretim yılındaki cinsiyet oranlarına bakıldığında; ilkokullarda % 100,82; yeniden açılan ortaokullarda % 103,69; zorunlu hale getirilen liselerde ise % 94,59 gibi yüksek oranlara ulaştığı görülüyor. Yükseköğretime ilişkin cinsiyet oranları istatistiklerde yer almadığından bu konuda yorum yapmak doğru olmasa da bu oranların da genel trende uygun olarak yükselmesi beklenebilir.

4+4+4 Eğitim Reformunun olumlu yanlarından biri olan zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılmasının en sevindirici sonucu kız öğrencilerimizin eğitime katılımını gösteren cinsiyet oranının eğitimin her kademesinde yükselmeye devam etmesidir.

Eğitimde cinsiyet oranının yükselmesi, hayatın her alanına vicdanın, duygunun yansımasını sağlayacak bir gelişmedir ve bu bile gelecekten umutlu olmak için geçerli bir nedendir.

-Yücel, C., Karadağ, E., & Turan, S. (2013, Şubat). TIMSS 2011 ulusal ön değerlendirme raporu. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitimde Politika Analizi Raporlar Serisi I, Eskişehir.

-http://sgb.meb.gov.tr/www/milli-egitim-istatistikleri-orgun