Uzun zamandır yetkililerce yeni Türkiye’den söz ediliyor. Yeni Türkiye’yi kuracak yeni nesillerin sağlıklı ve mutlu olmaları için yapılacak yeni düzenlemelere ihtiyaç var. Bunların başında ülkenin hedefleri gerçekleştirecek yeni nesillerin iyi yetişmelerini sağlayacak yeni eğitim kuralları koymalıyız. Hedef 2023, hedef 2071 demek çok kolay, asıl olan bu hedeflere ulaştıracak sistemi kurmak. Bunun için tüm inançlarda ve tüm ideolojilerde var olan nesil emniyetinin gerçekten sağlanması elzemdir. Bu günün Türkiye’sinde nesillerin iyi yetiştiğini söylemek biraz fazla iyimserlik olur. Gelin neler yaparsak hedeflerimize ulaşmada işimiz kolaylaşır birlikte değerlendirelim.

Bilim adamlarınca yapılan araştırmalara göre insanın dört önemli gelişim evresi var. Her dönemde insanın gelişiminde ortalama %25 etkilidir. Birincisi genetik dönem ki bu dönemin anne ve babaların kendi geçmişlerinden getirdikleri kalıtımsal özelliklerdir. Bu konuda araştırmalar sürdüğü için detaya fazla girmeyeceğim. Yalnız eşlerin genlerinde biyolojik yapı yanında psikolojik durumda anne babadan çocuğa geçiyor. Önemli dört evrenin ikincisi ise anne karnındaki dönemdir. Bu dönemde annenin yaşadıkları çocuğun ruh ve beden sağlığını birebir etkiliyor. Aşermeden tutunda eşlerin ilişkileri, annenin kullandığı ilaçlar, beslenme durumları çocuğun gelecekte nasıl bir çocuk olacağına yön veriyor. 0-7 yaş arası dönem ise diğer çok önemli bir dönemdir. Bu dönemde genetik, anne karnındaki dönem ile oluşmuş hazır bulunuşluğa   çevrede eklenmiştir. Aslında bu dönemde temel üzerine inşa süreci başlamıştır. İlk çocuklukta denilen bu süreçte çocuğun karakteri, mizacı, huyu ve seciyesi belli olur. Çevrede artık ona belli sıfatlar verilmeye başlanır.

İlk üç dönemden sonra önceki dönemlerden daha uzun olduğunu düşündüğümüz 8 yaşından hayatın sonuna kadar süren dönem dördüncü dönemdir. Bu dönemde artık kişinin kendi iradesinin başladığı dönmedir. Tercihlerimizle şekillenen bir hayatın 8’den sonraki ilk 10 yılının sonunda ulaştığımız 18 yaşı tüm dünyada çocukluktan gençliğe geçtiğimiz bir yaştır.40’lı yaşlara kadar insanlar kendilerine hep genç gözlüğü ile bakarlar.40 yaş ve sonrasında ise olgunluk yaşı başlamış demektir. İnsan isterse geçmişinde edindiği iyi ya da iyi olmayan huyları, alışkanlıkları yaşarken değiştirebilir. Bu tecrübelerimiz ve kişisel tavırlarımızla zaman içerisinde kendini gösterir.

Genlerimiz ve anne karnındaki döneme genellikle müdahale imkânı nerdeyse yok gibidir. Fakat doğum sonrası çocuğun annesinden hemen ayrılmaması devletin kurallarıyla düzenlenebilir. Var olan uygulamada devlet çalışanlara 8 hafta doğum öncesi 8 haftada doğum sonrası olmak üzere toplam 16 hafta ücretli izin vermektedir. Çoğul gebeliklerde bu süreye 2 hafta ilave süre verilmektedir. Doğum öncesi 3 haftalık sürenin zorunlu izin sayıldığını da hesaba kattığımızda çalışan anne çocuğunu doğurduktan sonra 13 hafta, yaklaşık 3 ay ücretli izinli sayılmaktadır. Verilen bu süreler kesinlikle yetersizdir. Annelere hâlihazırda verilen bu izin aslında mümkünse doğum yapma anlamına gelmektedir. İşveren gözüyle hatta çocukların kıymeti hiç yok önemli olan işlerin yürütülmesidir.

Yeni Türkiye söyleminin içini doldurmak istiyorsak önce geleceğimiz olan çocukların anneleriyle daha fazla zaman geçirmelerine imkân tanıyalım. Çalışanların doğum izni en az bir yıl olsun. Gelişmiş ülkelerin önceliği insan olduğu için diğerlerinden daha fazla gelişmişlerdir. Ülkemizde anasınıfları, anaokulları da tüm fertlere fırsat eşitliği sağlayacak şekilde her yerde açılmalı ve ücretsiz olmalıdır. Bütçe görüşmelerinin yapıldığı bu günlerde birkaç kanun maddesinin değişimi ile nesil emniyeti konusunda çok önemli adımlar atılmış olur. Şu hayatta her şey para değildir. Hayatta paranın da satın alamayacağı çok önemli şeyler vardır. Çocukların anneleriyle geçirecekleri vakit ruh ve beden sağlıkları için çok önemlidir.