5 Ekim Dünya Öğretmenler gününü sessiz sedasız geçirdik. 24 Kasım Öğretmenler Günü ise öğretmenlik mesleğinin itibarının ayaklar altına alındığı ve toplumsal statüsünün dip yaptığı bir ortamda gerçekleşecek. Bu yazımızda öğretmenliğin çeşitli kurum ve kişilerce nasıl tanımlandığı ve işlevleri ile özellikle okul toplumunun unsurlarından biri olan öğrenci velilerinin öğretmen algılarına değineceğiz.

Öğretmenlik; Milli Eğitim Temel Kanununun 43.maddesine göre, devletin eğitim, öğretim ve bununla ilgili yönetim görevlerini üzerine alan özel bir ihtisas mesleğidir (meb.gov.tr, 2015a).

Öğretmen, devletin eğitim politikasını uygulamaya koyan, uygulama sonuçlarıyla politikaları etkileyen, uzmanlık çalışmaları ve araştırmalardan yararlanan, aynı zamanda bu çalışmalarla iç içe olup onlara katkı sağlayan önemli bir kişidir. Bu yönüyle, öğretmen, bir eğitim sisteminin kuşkusuz en önemli öğelerinden biridir.

Akyüz, öğretmenlere verilmesi gereken önemi şu şekilde belirtir: Nitelikli ve gerçek öğretmenlere sahip olmayı temel eğitim sorunumuz olarak görmedikçe, eğitimin toplumsal gelişmemize gerçek bir katkısı olacağını düşünmek hayal olur. Çünkü herhangi bir ülkede, öğretmenler ve öğretmenlik mesleği yeterli güç ve niteliğe ulaşmadıkça, o ülkede en iyi eğitim sistemi ve en yüce eğitim araçları da bulunsa, bunlar gerçekleşemez (Akyüz, 2000).

Eğitim Sen’e göre öğretmen; insansal değerleri gelişmiş, topluma önderlik eden, bilimsel düşünen, toplumsal ve siyasal olarak etkin, insan ilişkilerinde başarılı, sorun çözmeye yatkın, öğrencilerin sosyal ve kültürel durumlarını kavrayan, var olan eşitsizlikleri sorgulayıcı ve mücadeleci, alanında uzman bir kişidir (memurlar.net, 2013).

İnsanlarla ilişkiler yönünden öğretmenlik, diğer bazı mesleklerden farklı olarak geniş bir insan kesimiyle ilişki ve etkileşim içinde yerine getirilen bir meslektir. Öğretmenlik, sadece okul ve sınıf ortamında öğrencilerle değil, okul dışında veliler ve toplumla da iç içe olan bir meslektir. Öğretmenlerin bu kitle ile birliktelikleri ve ilişkileri, okul yaşamında ve sonrasında yıllarca sürebilmektedir. İlişkilerin niteliği yönünden her ne kadar öğretmen-öğrenci ilişkileri, ilgili yasa ve yönetmeliklerce belirlenmiş resmi nitelikte ilişkiler ise de mesleğin doğası gereği bu ilişkiler, duygusal yönü de ağır basan ilişkilerdir (Çelikten, Şanal ve Yeni, 2005), 2005).

19.Milli Eğitim Şura’sında, ‘Öğretmenlik Mesleğinin Toplumsal Statüsü’ başlığı altında; öğretmenlik mesleğinin hak ettiği sosyal ve mesleki itibarın arttırılmasında; yeterlik, nitelik ve standart gibi kavramlar arasında bir ortak anlayış yaratacak ve norm oluşturacak bir yasal düzenlemeye gereksinme  olduğu düşünülmeli; her mesleğin olduğu gibi öğretmenlik mesleğinin de toplumsal itibarının artırılmasında stratejik önem taşıyan öğretmenlik mesleği etik kodları ve meslek standartları ivedilikle oluşturmalı ve ilgili taraflarla paylaşılmalı ve öğretmenlik mesleğine ilişkin farklı mevzuatları birleştiren ve öğretmenlik mesleğinin uzmanlık statüsünü geliştirecek bir ´Öğretmenlik Meslek Kanunu´ çıkarılmalıdır, şeklinde tavsiye kararları alınmıştır (meb.gov.tr, 2015b).

 

Bir öğretmenin sınıfı tarafından beğenilmesini sağlayan kişilik çizgilerini belirlemek üzere yapılan araştırmaya göre, öğrencilerce en çok vurgulanan nitelik şöyledir (dersimiz.com, 2015);

1-İşbirliğine dayanan demokratik tavır.

2-Her çocuk için sevecen ve saygılı olma.

3-Sabır.

4-Geniş bilgi.

5-Hareket ve görünüşün boşa gitmesi.

6-Doğruluk ve taraf tutmamak.

7-Esprili olmak.

8-Tam itidal ve metanet

9-Öğrencilerin sorunlarına ilgi duymak.

10-Esneklik

11-Cesaretlendirme ve takdir etmede iyi niyet.

12-Özel bir konuyu öğretmede olağanüstü başarı.

 

Velilerin, öğretmenlerin sahip olması gereken değerler ile ilgili görüşleri konusunda yapılan bir araştırmada şu bulgular ortaya çıkmıştır (Çubukçu ve diğerleri, 2012);

Velilerin öğretmenlerde olması gereken değerler arasında en çok öne çıkan özellik bilgi verici olmalarıdır. Katılımcı bir veli, ‘onları eğitip, bilgilendirmek ve en önemlisi iyi bireyler yetiştirmek öğretmenlerin görevidir, tespitinde bulunmuş; bir başka katılımcı veli, öğretmenlik mesleğine ilişkin düşüncesini, “Öğretmen; öğrenciyi bilgilerle donatan kişidir” şeklinde ifade etmiş; bir diğer veli öğretmenlik mesleğinin kutsal bir değer olarak görmüş ve “Öğretmen çocuğuma hem ikinci Anne baba hem de öğretici ve bilgilendirici olmalıdır, çocuğumun geleceği için öğretmenlerimizin onlara yön göstereceği ve daima yanında olması gerektiği kanısındayım, çocuğumun yakınında olup kendini sevdiren birisi ve çocuğumun kalbinde yeri olan bir yerde olmasını isterim” değerlendirmesine ilaveten başka bir veli de, “Öğretmen sudur, ekmektir, havadır, yaşam felsefesidir. Öğretmen anadır, babadır, sanayicidir, sporcudur, cumhurbaşkanı, başbakandır. Çünkü bunların tümü çağdaş, bilgili, birikimli, kutsal bir görevi icra eden öğretmenlerin öğretim ve eğitimlerinin meyvesidir” tespitini yapmış; bunların dışında veliler öğretmenleri gelecek kuşakların güvencesi olarak görmekle beraber, sahip oldukları statünün toplumun diğer kesimleri tarafından özenilen bir konumda olmadığını belirtmektedirler.

Özellikle öğretmenlerden beklenen nitelikli eğitme ve kültür aktarma işlevi velilerin gözünde de büyük değer taşımaktadır. Bütün bunların yanında veliler öğretmeni aile kavramıyla eşdeğer görmektedirler.

Öğretmenler toplum tarafından olumlu değerlerle donanmış, yeterli, yetkili ve kutsal insanlar olarak görülse de kimi zaman olumsuz görüşlere rastlanmaktadır. Bunu destekleyen örnek bir görüş, “Ancak şimdileri öğretmenler mesleklerini sadece para kazanıp ailelerini geçindirebilmek için çalıştıkları bir meslek olarak gördüklerinden öğrencilerine yeterli ilgiyi ve gerekli bilgileri tam olarak verememektedirler. Tüm öğretmenler için bu geçerlidir diyemem ama çoğu için böyle olduğunu düşünüyorum.” Şeklinde bir değerlendirmeye de rastlanmıştır.

Öğretmenlik mesleği konusunda yetkililerden, bu önemli değerlendirmeleri ne yazık ki onların toplumsal statülerini yükseltecek ve toplumdaki itibarlarını arttıracak önlemleri alma konusunda, göremiyoruz, duyamıyoruz. Aksine yetkililer, hem uygulamalarıyla, hem de söylemleriyle öğretmenlik mesleğinin itibarını yükseltecekleri yerde daha da olumsuzlaşmasına neden oluyor.

Kaynaklar

AKYÜZ, Y. (2000). Türk eğitim tarihi. Ankara: Milli Eğitim Bakanlığı.

Çelikten, M., Şanal, M. & Yeni, Y. (2005). Öğretmenlik mesleği ve özellikleri. Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 19(2), 207-237.

Çubukçu ve diğerleri (2012) Yönetici, Öğretmen, Öğrenci ve Veli Gözünde Öğretmenin Sahip Olması Gereken Değerler. Pegem Eğitim ve Öğretim Dergisi / 2012 Cilt: 2, Sayı: 1

dersimiz.com (2015) http://www.dersimiz.com/eyazim/Ogrencilere-Gore-iyi-Ogretmen-In-Nitelikleri-115.html Erişim Tarihi: 21.11.2015

meb.gov.tr, (2015a). Milli Eğitim Temel kanunu http://mevzuat.meb.gov.tr/html/temkanun_0/temelkanun_0.html Erişim Tarihi: 21.11.2015

meb.gov.tr, (2015b). http://www.meb.gov.tr/19-mill-egitim-srasi-sona-erdi/haber/7594/tr

memurlar.net, (2013) http://www.memurlar.net/haber/377982/ Erişim Tarihi: 21.11.2015