Merakla beklenen yerel seçimler, açıkçası bizim de tahminlerimizin ötesinde, sürpriz bir şekilde AKP’nin zaferiyle sonuçlandı.

Bu sonuçlar; başta ekonomi politikaları, dış siyaset ve güvenlik politikaları olmak üzere, ülkede ne kadar tartışmalı alan varsa, hepsini etkileyecek nitelikte.

Bu alanlardan biri de, AKP’nin iktidar olduğu yıllardan bu yana, üzerinde adeta sörf yaptığı eğitim alanı. Büyük tartışmalara neden olan ve 14 Mart 2014 tarihli resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “Milli Eğitim Temel Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapan Kanun” (6528 sayılı kanun), eğitim sisteminde çok önemli değişiklikler getiriyor. Dershanelerin kapatılması, eğitim yöneticiliğinin sadece siyasi ölçütlere göre yapılması, stajyer öğretmenlere yazılı sınav getirilmesi, yazılı sınavı 2 yıl üst üste geçemeyenlerin memuriyetine son verilmesi gibi değişiklikler, kamuda yeni olmayan ama kolay kolay uygulanamayacak olan değişikliklerdir.

Özellikle kamuda esnek çalışma ve iş güvencesinin kaldırılması politikasının temelleri “Dokuzuncu Kalkınma Planı”na kadar gitmektedir. Bu plan (2007-2013) döneminde ekonomik büyümenin ve sosyal kalkınmanın istikrarlı bir yapıda sürdürülmesi ve plan vizyonunun gerçekleşmesi yolunda belirlenen stratejik amaçlar, gelişme eksenleri olarak belirlemiştir. Bu politika eksenleri şunlardır;

-Rekabet Gücünün Artırılması,

-İstihdamın Artırılması,

- Beşeri Gelişme ve Sosyal Dayanışmanın Güçlendirilmesi,

- Bölgesel Gelişmenin Sağlanması,

- Kamu Hizmetlerinde Kalitenin ve Etkinliğin Artırılması.(http://pbk.tbmm.gov.tr)

Bu genel eksenlere dayanılarak, eğitim alanında da önemli hedefler ortaya konulmuştur. Bu hedeflere bakıldığında; -Eğitimin işgücü talebine duyarlı hale getirilmesi konusunda, İşgücünün, 2000 yılında yüzde 73,8’i, 2005 yılında yüzde 67,3’ü lise altı eğitimli ve okuma yazma bilmeyenlerden oluştuğu, işgücü içinde yükseköğretim ve fakülte mezunlarının payı 2000 yılında yüzde 8,8 iken, 2005 yılında yüzde 11,5’e yükseldiği, işgücünün eğitim düzeyi Plan döneminde yükselmekle birlikte, AB ortalamasına göre düşük olduğu, bu durumun nitelik ve beceri düzeyi yüksek insan gücüne ihtiyaç duyulan günümüzde önemli bir sorun olarak varlığını sürdürdüğü, belirtilmektedir.

-Eğitim sisteminin geliştirilmesi bağlamında, planda, nüfusun eğitime erişiminde önemli gelişmeler sağlandığı, zorunlu temel eğitimin 8 yıla çıkarılmasıyla, öğrenci sayısında büyük artış sağlandığı ve ilköğretimden ortaöğretime geçişler arttığı, bununla birlikte okullaşma oranlarında, okul öncesi eğitimde düşük seviyelerde kalındığı, ilköğretimde yüzde 100’e ulaşılamadığı, ortaöğretimde mesleki eğitimin payı artırılamadığı, yükseköğretim kademesinde okullaşma oranı bakımından önemli ilerleme kaydedilmekle birlikte, yükseköğretime olan yoğun talebin artarak devam ettiği, belirtilmektedir.

-Dershanelerle ilgili olarak; eğitimin hemen her kademesinde, ayrılan kaynaklarla öncelikle artan öğrenci sayılarının doğurduğu zorunlu ihtiyaçlar karşılanabilirken, eğitimde nitelik sorunu önemini korumakta olduğu, eğitim sisteminin sınav odaklı bir yapıda olması, eğitimden beklenen amaçlara ulaşılamamasına, sınav hazırlıklarına önemli harcamalar yapılmasına ve böylece eğitime ayrılan kaynakların verimsiz kullanılmasına, öğrenciler ve ailelerinde mali, sosyal ve psikolojik sorunların ortaya çıkmasına sebep olduğu, vurgulanmıştır.

AKP, plan döneminin sonuna doğru bu hedeflerle ilgili olarak 4+4+4 eğitim yasasını ve Milli Eğitim Temel Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapan Kanunu çıkarmıştır. 4+4+4 eğitim yasasının geçirdiği süreci yazılarımızda bütün yönleriyle işlemiştik.

14 Mart tarihinde yürürlüğe giren 6528 Sayılı Kanunun uygulanması konusunda ise 30 Mart seçimlerinin sonuna bırakılmıştı. Bu bağlamda, dershanelerin kapatılması 2 yıllık bir ileri ertelemeye konu olmuş, eğitim yöneticilerinin yöneticiliklerine son verilmesi ise eğitim-öğretim döneminin sonuna ötelenmişti.

Bugün itibariyle alınan bu seçim zaferine dayanılarak, 6528 sayılı yasanın uygulanmasının önünde hiçbir engel kalmamıştır. Alınan yüksek oy oranı, AKP’ye yakın olmayan bütün eğitim yöneticilerini etkileyecektir. Dershaneler konusunda alınan kararlar uygulanacaktır. En önemlisi de bundan böyle stajyer öğretmenlerin iş güvencesi ortadan kaldırılmıştır. Eğitim yöneticilerinin kazanılmış yöneticilik haklarının ellerinden alınmasını müteakip, öğretmenlerin de iş güvencesini tartışma konusu edecek adımlar atılacaktır.

Onuncu kalkınma planının (2013-2018) yürürlükte olduğu bu günlerde, dokuzuncu kalkınma planının eğitime ilişkin hedefleri hayata geçirilmiştir. 30 Mart seçimlerinin eğitim sistemine ilişkin en önemli sonucu budur. Önümüzdeki günlerde eğitim sisteminin bütün paydaşlarını büyük zorluklar beklemektedir.

-http://pbk.tbmm.gov.tr/dokumanlar/kalkinma-plani-9-genel-kurul.pdf