~~300 bini aşkın ataması yapılmayan öğretmen ve 120 bin civarındaki norm kadro açığının olduğu ülkemizde, öğretmen istihdam politikasından söz edilemeyeceği ortadadır. Ülkemizde durum böyleyken, üyesi olmayı düşündüğümüz Avrupa Birliği’nde acaba durum nasıl?

Avrupa Birliği ülkelerinde kaliteli bir eğitim sağlama ihtiyacı “Eğitim ve Öğretim Stratejik
Çerçevesinin (ΈΤ 2020')” temel hedeflerinden biri olmuştur. Bu çerçeve yeterli başlangıç öğretmen eğitimi, öğretmen ve eğitmenler için sürekli mesleki gelişim sağlamanın ve öğretmenliği çekici bir kariyer seçeneği haline getirmenin önemini vurgular (Eurydice, 2013 ).

Neredeyse tüm Avrupa ülkeleri öğretmen talebini öngörecek ve karşılayacak tedbirleri almışlardır. İstisnalar, tedbirin olmadığı Belçika (Almanca konuşan Topluluğu), Danimarka, Kıbrıs, Polonya ve Hırvatistan’dır. Ülkelerin yarısında arz ve talep dengesini korumak için ileriye dönük planlama yapılmaktadır.

Herhangi bir hükümet planlama sürecinin dışında iş gücü piyasasının denetimi, karar vericilere öğretmen arz ve talebindeki değişikliklere ilişkin bir görüş sağlar. Ancak, bu resmi bir ileriye dönük planlama olarak kabul edilmez. Şu anda, 22 Avrupa ülkesi ya da bölgesi, resmi planlama prosedürleri çerçevesinde işgücü piyasası denetimini öğretmen arz ve talep dengesini kontrol etmek için kullanırlar.

Avrupa çapında çeşitli seviyelerdeki idareler (merkezi, bölgesel, yerel ve okul) öğretmenleri işe alımdan sorumludur. Öğretmen istihdamından sorumlu idari makam genelde istihdam statüsü ile eşgüdümlüdür. Kariyerli memur olan öğretmenler genelde merkezi ya da bölgesel yetkililer tarafından işe alınır. Bazı durumlarda da merkezi hükümetler, öğretmenleri memur statüsünde ya da sözleşmeli statüye sahip olacak şekilde işe alabilirler. İşveren okul ya da yerel yetkiliyse, çoğu durumda, öğretmenler sözleşmeli işe alınmaktadır. Ancak bu durum özel okullarda ve okula dayalı yönetimin etkin olduğu okullarda geçerlidir.

Danimarka, Finlandiya, Norveç ve İzlanda ile Hollanda, Macaristan ve Birleşik Krallık’ta (İskoçya) devlet okullarında çalışan öğretmenlerin tek işvereni yerel yetkililerdir.

Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Estonya, İrlanda, Letonya, Litvanya, Polonya, Slovenya, Slovakya ve Hırvatistan’da öğretmen işe alımında tek sorumlu okullardır.

Son olarak, üç ülkede Belçika, İsveç ve Birleşik Krallık’ta (İngiltere, Galler ve Kuzey İrlanda) öğretmenlerin işe alımı sorumluluğu okul türüne göre değişiklik gösterir (Eurydice, 2013).

Okul öncesi, ilköğretim ve ortaöğretim öğretmenlerinin istihdam statüsü iki kategoride ele alınır. Çoğu ülkede öğretmenler sözleşmelidir ancak genel istihdam yasalarına tabidir ve genelde yerel ya da okul tarafından işe alınır. Diğer kategoride ise, bazı ülkelerde öğretmenler memur statüsündedir ve ömür boyu memur olarak işe alınırlar. Almanya, İrlanda, Lüksemburg, Malta, Hollanda, Polonya ve Portekiz’de, memur kategorisinin yanı sıra sözleşmeli statü de mevcuttur. Hollanda’da, kamu yetkisindeki okullardaki öğretmenler Merkezi ve Yerel Hükümet Personel Yasası’na göre memur statüsündedir. Hibe destekli özel okullardaki öğretmenler kendilerini işe alan yasal birimin kurulu ile (özel kanun) sözleşme imzalarlar. Ancak, bu personel kamu sektörü çalışanlarında olduğu gibi hükümet tarafından belirlenen aynı çalışma koşullarına tabidir. Kolektif anlaşmalar tüm eğitim sektörünü (hem kamu yetkilisi hem de hibe destekli özel okullar) kapsar.

Bir başka önemli nokta da, sözleşmeli çalışan öğretmenlerin çoğunun kalıcı sözleşmelerinin olmasıdır. OECD Uluslararası Öğretim ve Öğrenme Araştırması, 17 Avrupa eğitim sistemindeki öğretmen istihdamına dair gerçek durumu ortaya koyabilir. Ortalamada, çalışmaya katılan Avrupa ülkelerinde, Uluslararası Eğitim Standart Sınıflandırması seviyesindeki öğretmenlerin %80’inin kalıcı sözleşmeleri vardır. Avrupa’daki öğretmenlerin %16’sının bir okul yılı ya da daha az sürelik sabit dönem sözleşmesi ve %4’ünün de bir okul yılından fazla sabit dönem sözleşmesi vardır (Eurydice, 2013).

AB ülkelerinde kamu sektöründeki öğretmenlerin neden sabit-dönem sözleşmeli çalıştıklarına dair bazı nedenler vardır. Öğretmen olmadığından dolayı yapılan yer değiştirmeler bunun temel nedendir. İkinci bir nedense, tam öğretmenlik yeterliliklerine sahip olmayan öğretmenleri işe almaktır. Bu da öğretmen açığı olduğu durumlardaki acil tedbirlerden biridir.

Sonuç olarak, AB ülkelerinin çoğunda öğretmenler ya memur ya da kalıcı sözleşmeli öğretmen statüsünde istihdam edilmektedir. Yaptığımız incelemede, AB ülkelerinde, “ataması yapılmayan öğretmen”, “güvencesiz çalışan öğretmen”, “ücretli öğretmen” gibi kavramlara rastlanmamıştır.

Ağustos ayında 40 bin civarında öğretmen ataması planlanırken, Hükümet’ten beklenen, atama sayısını en az norm kadro açığı olan 120 bine çıkarmasıdır.

Kaynaklar

Avrupa Komisyonu/EACEA/Eurydice, 2013. Avrupa’da Öğretmenler ve Okul Liderlerine İlişkin Temel Veriler. 2013 Baskısı. Eurydice Raporu. Luxembourg: Publications Office of the European Union.