~~Türk Eğitim Derneği, Nisan-2015 tarihinde kamuoyuna, eğitim sisteminin hemen hemen bütün parametrelerini içeren ve altı yıl içerisinde hayata geçirilmesi öngörülen bir yol haritası ve eğitim modeli sundu. Ulusal Eğitim Programı adı altında hazırlanan model önerisi, birçok açıdan içinde ilkleri barındırmaktadır. Bunlardan birkaçı şöyle sıralanabilir (TEDMEM, 2015);
-Türkiye’de ilk kez eğitim sistemi için ortak bir felsefe, kuram, model, strateji ve yönteme dayalı olan bir yol haritası önerilmektedir.
-İlk kez, 2015-2022 yılları arasında belirli bir takvime sahip olan, eğitim sisteminin dönüşümünü ortaya koyan bir program hazırlanmıştır.
-İlk kez bu programla siyasi partilere “toplumsal bir mutabakata dayalı ülke ödevi” daveti yapılmaktadır.

Ulusal Eğitim Programı’nda, eğitim sistemi birbiriyle bağlantılı sekiz dönüşüm alanı üzerinden ele alınmaktadır. Bu alanlar ve alanlarla ilgili açıklamalar şu şekildedir;

1-Merkezi-Yerinden Yönetime Geçiş ve Özerk Okula Doğru: Türkiye’de tüm yönetim alanlarında olduğu gibi eğitim sisteminde de merkezi yönetim hâkimdir. Ancak her öğrencinin, okulun ve bölgenin ihtiyacı farklı olabildiğinden, bu yönetim anlayışı ile taleplerin doğru tespit edilip karşılanması güçleşmektedir. UEP ise, tüm bu ihtiyaçların tespit edilmesinden karşılanmasına kadar olan süreçlerin etkili bir işleyiş içerisinde olmasını sağlamak amacıyla bürokratik uygulamaların ortadan kaldırılmasını ve yetki paylaşımının gerçekleşmesini öngörmektedir.

2- Eğitim Finansmanının Demokratikleşmesi: UEP’de, okulların finansal olarak desteklenmesini sağlayacak mekanizmalar oluşturulmuştur. Çünkü okulların güçlenmesi; eğitimsel taleplerin karşılanması, ekosistemdeki tüm paydaşların potansiyellerinin ortaya çıkarılması, eğitim süreçlerinin niteliğinin artırılması ve demokratik bir finans sisteminin eğitim sistemini desteklemesiyle mümkün olmaktadır. Bu doğrultuda eğitime ayrılan kamu kaynaklarının artırılmasına ve yeni kaynakların oluşturulmasına yönelik girişimlerin desteklenmesi öngörülmektedir.

3- Etkili Eğitim Liderleri Yetiştirmek: Okulların bütünsel gelişiminin odak alındığı UEP’de, okulun eğitsel ve yönetsel gelişiminde en kritik rol eğitim liderlerine düşmektedir. Eğitim yöneticilerinin, sadece bir yöneticiye indirgenmesini önlemek amacıyla, kavramsal bir farklılaşmaya gidilmiştir. Bu doğrultuda “okul müdürü” kavramı terk edilerek, beklenen eğitsel görev ve sorumlulukların doğasını ortaya koyan “eğitim lideri” kavramı tercih edilmiştir.

4-Öğretim Programları, Modeli, Ortam ve Kaynakları: Türkiye’de yaklaşık 10 yıl önce sisteme giren yapılandırmacı yaklaşım, öğrenci merkezli ve bireyselleştirilmiş eğitim vurgusunun, yürütülen iyi niyetli çabalara rağmen siyasi, bürokratik, kültürel ve toplumsal bazı nedenlerden ötürü sisteme yeterince nüfuz ettiği söylenemez. Bunun en temel sebebi de, sosyal bir yapı olan eğitim sisteminin ekosistem yaklaşımıyla ele alınmaması ve bütüncül ilerlememesidir. Bu doğrultuda UEP, sistemin tüm bileşenlerini öğrencilerin öğrenme sürecini destekleyen, geliştiren ve bu sürece rehberlik eden bir konuma yerleştirmiştir.

5- Adanmış Öğretmenliğe Doğru: Her öğrenciye nitelikli eğitimin ulaşmasında en önemli rol, beklenen eğitim çıktılarına erişilmesini sağlayan öğretmenlere düşmektedir. Bu nedenle öğretmenlerin niteliği, UEP’in ortaya koyduğu okul ve öğretim modeli ile uyumlu olarak yapılandırılmaktadır. Programda öncelik öğretmenlerin görev, sorumluluk ve standartlarının belirlenmesine verilmiştir. Öğretmen niteliğinin istenen düzeye ulaşması, adayların lisans programlarına seçiminden başlamakta, öğretmenlerin tüm iş yaşamları boyunca sürekli rehberlik alarak desteklenmeleri ile mümkün olmaktadır. Bu doğrultuda mevcut eğitim fakültelerine ek olarak, öğretmen eğitiminde kuramsal donanımla bera- ber yüksek düzeyde pratik donanım sağlayacak olan öğretmen akademilerinin kurulması öngörülmektedir.

6- Kademeler Arası Geçiş, Özgün Eğitim Yolakları Yaratmak: Her öğrenci parmak izi kadar farklı olduğundan, her bir öğrenciye verilecek destek ve öğrencilerin öğrenim yaşamları boyunca izleyecekleri yollar da farklılaşmalıdır. Bu nedenle UEP, her bir öğrencinin hangi basamaklardan geçerek örgün eğitim sürecini tamamlayabileceğini, özgün eğitim yolakları oluşturarak ortaya koymaktadır.

7- Ürün ve Çıktıların Ölçme Değerlendirmesi: Etkili, verimli, nitelikli, sürdürülebilir ve hesap verebilir bir eğitim sisteminin sağlanması; doğru zamanda, birbiri ile uyumlu olarak değerlendirilebilen veri toplama, değerlendirme ve izleme çalışmaları ile sağlanabilmektedir. Türkiye’de eleme aracı olarak görülen ölçme değerlendirme çalışmaları UEP’de; sistemin, bireylerin ve/ya birimlerin fotoğrafını çekmek ve bütüncül bir gelişim için araç olarak kullanılmaktadır. Bu doğrultuda ölçme değerlendirme süreçlerinin eğitimsel, öğretimsel amaçlar ve hedeflerle uyumlu olması gözetilmiştir.

8- İnsan Odaklı Teknoloji Anlayışı: UEP insan odaklı bir teknoloji anlayışı benimsemekte ve teknolojinin sadece bir araç olduğunun altını çizmektedir. Böylece teknolojiye tanımını aşan rollerin yüklenmesi ve pedagojik sorunların teknoloji ile düzeltilmesi yaklaşımı terk edilmektedir. Teknoloji eğitim sisteminde herhangi bir bileşenin yerini alabilecek yeni bir yapı olarak değil; aksine mevcut bileşenlerin işleyişini kolaylaştırabilen, destekleyebilen veya performansını artırabilen yardımcı bir öğe olarak alınmalıdır.

Ele alınan her bir dönüşüm alanı; mevcut durum ve dönüşüm ihtiyacı, dönüşüm alanına ilişkin felsefi ve kuramsal yaklaşım, ekosistem  anlayışı gereği diğer dönüşüm alanları ile ilişki, mevcut sistemde yapılacak değişiklikler, sisteme dâhil edilecek yeni mekanizmalar ve öngörülen düzenlemeler, yol haritası, beklenen ürün ve çıktılar ile beklenen ürün ve çıktıların göstergelerini barındırmaktadır.

7 Haziran seçimleri oluşacak parlamentonun, parti ayrımı gözetmeksizin, TEDMEM’in eğitim modeli önerisini dikkate almasını diliyoruz.

Kaynaklar
TEDMEM  (2015) Ulusal Eğitim Programı.  http://www.tedmem.org/yayin/ulusal-egitim-programi Erişim Tarihi: 06.06.2015